Köşe Yazıları / MUSTAFA KOÇ


İnnovasyon

Hayatta neredeyse doğdugumuzdan itibaren bir yarış içerisindeyiz. Varsa önce kardeşler, sonra dışarıda ve okulda arkadaşlar arasında rekabet sürüp gider.

Esas rekabet ise iş dünyasında yaşanır. Çoğu zaman sert, kırıcı, hatta bitirici bir rekabettir bu. Çok mal, ürün satılacak. Çok kâr elde edilecektir.

Bu kâr nasıl elde edilecek? 5 euroluk bir ürünü 1 euroya da satıp satış rekorları kırabilirsiniz. Bu size kâr rekorları getirmez, bilakis zarar rekorları kırdırabilir. Büyük ihtimalle de sermaye kediye yüklendiğinden batmış olursunuz.

Günümüz şartlarında üç aşağı beş yukarı herkesin girdi maaliyetleri bellidir. Hele hele büyük oyuncular da pazara girip birim maaliyetlerini var olan alt yapıları ile büyük oranda birdenbire düşürdüklerinde küçüklerin yaşama şansı nerede ise kalmamaktadır. Ya da en çok sevdiğiniz bir arkadaşınız bile yanıbaşınızda aynı işi yapmaya kalkabilir.

Havlu atmak işin belki en kolay yoludur. Bir o kadar da zordur havlu atmak oysa. Onca yıllık emeğiniz vardır. Yanınızda çalışan insanlar, onların aileleri vardır. Borclarınız vardır. O iş için kurulmuş binlerce euro yatırım yapmış olduğunuz iş yeriniz vardır. O iş yapılmadığında bu iş yeri, içinde kaba bir yapının bulunduğu bir arsaya, içindeki alet ve makineleriniz hurda yığınına dönebilir. Hayallleriniz de suya düşmüştür haliyle. Önemli olan ayakta kalmayı becermektir.

Çare nedir? Maliyeti düşürme şansınız hemen hemen yoktur çoğu zaman. İşçilerin ekmegi ile oynamak onların maaşlarını düşürmek belki ilk akla gelen yoldur. Osman Gazi`nin "insanı yaşat ki devlet yaşasın" dediği gibi bu yol akla bile gelmemelidir.

Çare "innovasyon"da yani yeniliktedir. Birileri tavuk arabası yapıp tavuk satıyorsa siz döner arabası yapıp döner satacaksınız. Birileri beraber aynı fabrikada beyaz peynir üretip satıyorlarsa siz de beraber dönerüreteceksiniz. Birileri ayran üretiyorsa, siz de ne bileyim şalgam suyu üretip dönerle vereceksiniz. Birileri normal tuz ile döner üretirken, siz ayrıca füme tuz ile döner yapacaksınız. Hatta kalp hastaları için tuzsuz ya da az tuzlu döner imal edeceksiniz. Adamın markette bir küsür euroya satılan domatesi "ballı domates" diye üretip, ballı fiyattan halde kilosunu 20 euroya satması gibi farklı ürünler bulacaksınız.

Yaşlılar icin daha yumuşak, gençler icin daha gevrek döner üreteceksiniz. Evdeki hanımlara, hatta çocuklara daha çok nasıl ulaşabilirim, gelmeyene nasıl giderim onun hesabını yapacaksınız.

"Yandı bitti kül oldu" demek tamam da. Zor olan kül olmadan yanmak, yeni birşeyler bulmak için çok çalışmak, istişare etmek. Mesela ilk iş olarak elemanlarımıza, bayilerimize, hatta müşterilerimize sorup akıl almak, fikir sormak. Akıl yaşta değil baştadır" hesabı, akıldan büyük akıllar vardır. Gelmeyene gitmek, almayana aldırmak. Bunlara kafa yoracagız. Ki, kimse kimseye küsüp darılmasın, kafamız sonradan daha cok yorulmasın.

"Dünyada mutlak rahat ve huzur yok" biliyorum, yine de sizlere mutlu ve huzurlu günler, iyi tatiller diliyorum.