Köşe Yazıları / MUSTAFA KOÇ


Parayı veren düdüğü çalar

Bilen bilir. Eskiden esnaf dükkânlarının çoğunda bir resim asılıydı. Daha doğrusu iki resim vardı tablonun üzerinde. Bu resimlerden birinde üstü başı perişan, elini başının üzerine koymuş kara kara düşünen bir vatandaş. Diğerinde son derece şık, şömine önünde keyif çatan diğeri. Birincisi veresiye, ikincisi peşin satış yapanı temsil ediyordu bu resimlerin.

Döner üreticilerinin en büyük dertleri piyasadaki alacakları. Nerede kiminle konuşsan konu bu.

Benim piyasada şu kadar alacağım var. Ahmet’in şu kadar. Mehmet’in de bu kadar.

Piyasadaki bu alacaklar dönercinin durmadan çenesini yorar.

Herkes dertli.

Adam gibi çalışanlar elbette konumuz dışında.

Helalinden çalışıp alın teri ile ailelerinin rızıklarını temin ediyorlar. Bunlara hem teşekkür ediyoruz, hem de başarılarının devamını diliyoruz.

Diğerleri mi?

Anlatılanlara göre bir kısmı doğuştan üçkâğıtçı.

Bir kısmı üçkâğıtçılığa sonradan terfi etmiş.

Bir kısmı ise saf iyiniyetli ödemek istiyor. Ödeyemiyor.

Öyle ya da böyle. Ne çıkar.

Neticede giden üreticinin parası. Burası işin bir yönü. Bir de işin öbür yanı var. Maalesef bu kötü niyetliler nasıl olsa parasını ödememek niyeti ile aldıkları aldıkları ürünleri, ucuza elden çıkarıp piyasayı bozarak üreticilere ayrıca bir zarar daha vermektedirler.

Şikâyet etsen kime şikâyet edeceksin? Polise, mahkemeye gitsen ne çıkacak?

Kocaman bir HİÇ.

Adamın ne dikili bir ağacı var, ne de başka bir şeyi.

Dayak yiye yiye akıllanan çok olmuş. Ama ders almayan, ya da damardan girip yine de kandırılan üretici sayısı bir hayli fazla.

Çare…

Gerekirse biraz daha ucuza olsa da peşin satmak.

Üç mum yakmak. Yan gelip keyfine bakmak.

Bu konuda görev bütün üreticilere düşüyor.

Denecek, yapılacak belli. Para bir tarafa, mal bir tarafa. Gönder paranı, göndereyim malını.

Çek mi dedin? Çek git.

Sonra mı dedin? Bas git.

Çay kahve mi dedin. Buyur beraber içelim.

Veresiye mi dedin? Ayran içip, baştan ayrı düşelim.

Zaman karar zamanı.

Ne zamana kadar daha biri peşin, biri veresiye satar…

Bu iş yine baştan yatar.

Rahat, huzurlu ve kârlı bir ticaret için parola şu olmalı.

Kırmızı meşin, para peşin.

Ya da…

Parayı veren düdüğü çalar.