Köşe Yazıları / MUSTAFA KOÇ


İşin hikâyesi bu

Birçok insan hayatta başarılı olmak istiyor. Ama olamıyor.
Başarılı olan insanlara baktığınızda onların bir hikâyeleri var. Adamlar hikâye yazıyorlar. Bildiğimiz hikâye değil bu. Yaptıkları, gerçekleştirdikleri şeyler. Ürettikleri projeler. Onların hikâyeleri bu.
Evet. Onlara şans da yardım ediyor. Ama onlar o şanstan önce hikâyelerini çoktan yazmış oluyorlar. Ondan sonrası artık tabiri caizse roman yazmak.
İster onların pazarları deyin. İster halk, ister müşteri. İster işe alacak işveren, ister ortak olacak şahıslar deyin. Herkes bu hikâyelere bakıyor. Hikâyen varsa tamam. Yoksa ağzınla kuş tutsan nafile.
Bugünlerde Bloomberg televizyonunda “Ejderler” isminde bir program var. Parası az, aklı çok insanlar projeler üretiyorlar. Önlerindeki 5 adet paralı insana projelerini tanıtıp, onları para vermeye, projelerine ortak etmeye çalışıyorlar. Para babalarının, adamları dinledikten sonra sordukları ilk sorular şöyle.
Anlattıkların hayal mi?
Hikâye mi?
Senin bu proje içindeki hikâyen nedir?
Bize hikâye okuma. Gerçekten bu hikâyenin içinde misin?
Yoksa sadece bize hikâye mi okudun?
Her yerde böyle.
Hikâye okuyan değil. Hikâye yazan arıyorlar.
Başarılı olmak istiyorsanız hikâye yazmaya bakacaksınız. Hikâye okumaya değil. Çünkü hikâye okuyan çok. Hikâye yazan az.
Sizler hikâye yazmaya bakın.
Hazır hikâyeniz varsa…
Şans bir gün mutlaka kapınızı çalacaktır.
İşin hikâyesi bu.