Köşe Yazıları / OSMAN SÖYLER


Dönerimiz gündemin merkezinde

Uzun yıllar verilen emeğin karşılığı olarak gelinen bugünkü duruma baktığımızda alınan mesafenin oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz. 
Kimlerin emeği yok ki Dönerin bugüne gelmesinde. 1970'li yıllardan başlayarak festival, düğün, çeşitli toplantılar ve açılan irili ufaklı döner büfeleri. Önceleri en iyisini ben yaparım diyen şahsi tanıtımları daha sonra fabrika üretimleri ve kalitesi aldı. Bir müddet merdiven altlarında da üretilen dönerlere daha sonra Avrupa m-normları çerçevesinde bir düzen getirildi. Bununla beraber her türlü üretim kontrol ve kayıt altına alındı. İsteyen istediği yerde döner üretemez oldu. Bu da kalite ve standart getirdi. Avrupa genelinde bin civarında üretici olduğunu söyleyebiliriz. Günlük 4 bin ton civarında döner üretildiğini de rahatlıkla söyleyebiliriz. Çok büyük rakamlardan bahsediyoruz. Dönerci Dergisi olarak 20 yıldır bu sektöre emek veriyoruz. Avrupa genelinde ziyaret edip, bilgimizi paylaşmadığımız üretici yoktur. Hepsi çalışkan, kendilerine göre piyasada bir yer edinmiş ve gecelerini gündüzlerine katarak üretiyorlar. Böyle olunca da ortaya ciddi bir üretim ve devamında da artan bir pazar payı çıkıyor. 
Döner büyük potansiyel olunca sahip çıkanlarda çok
Eskiden Dönerin meselesini anlatmak için oldukça zorlanırdık. Ama artık öyle değil. Siyasi parti bile kurdu Almanlar. Fiyatları indireceğiz sözü verdi siyasetçiler konuşmalarında.  Herkes kendi penceresinden bir şeyler söyledi ve vaatlerde bulundular. Bu da Dönerin gücünü  ve gelecekteki daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Tabii ki; Herkes bu gücünden istifade etmeye kalkıyor. Üreticilerin hangi şartlarda ve zorluklarla üretim yaptıklarını sorgulayan yok. Nasıl daha büyümelerine katkı sağlarız, devletin hangi imkanlarını sunabiliriz gibi onlarca imkanı olan Avrupa Birliğinde maalesef dönere verilen bir cent destek yok. Peki bunları nasıl alabileceğiz. Bunun  içinde sektör temsilcileri bir araya gelerek isteklerini yetkililere bildirmeli ve takibini de yapmalılar. Ucuzlaması yönünde  vaatte bulunanların Devlet ve Avrupa Birliği şartlarını da üreticilere ve sektör temsilcilerine kullandırmalılar. 
Gelecek günler ekonomide oldukça sıkıntılı günlerin geleceğini gösteriyor. Ama gıda sektörü her daim hareketli olacaktır. Sıkıntılı süreçleri verimli hale getirmek de yine sizlere düşmektedir. Bu şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada uzun soluklu bir maraton koşusu olduğunu aklımızdan çıkartmamamız gerekiyor. Mücadele belki şekil değiştirecek ama hep devam edecek. baharla birlikte işlerinde yoğunlaştığı bu günlerde başarılarınızın artarak devamını diliyorum. Herşey gönlünüzce olsun.