Köşe Yazıları / OSMAN SÖYLER


Hızlı kararlar ve gelen hatalar

Döner sektörünü, diğer ticari alanlarla mukayese ettiğimizde farklılıklar arzetmektedir.

Yaptığı yanlışlardan dolayı ciddi bedeller ödeyerek ve çalıştığı insanlara da bedeller ödeterek işini ve imkanını kaybeden insanlar kısa süre sonra başkalarıyla birlikte ortak olarak yeniden piyasaya çıktığını görmekteyiz. Aynı insan, belki onlarca farklı ortak bulup, aynı hatalarla yine piyasaları bozabilmekte ve hayatını devam ettirebilmekte. İnsanlar; hiç araştırmadan yılların emeğini nasıl teslim edebiliyorlar.

Sonuçta giden ciddi sermayeler, kaybolan güven, ciddi firmalara verilen zararlar. İnsanların daha dikkatli olmasını söyleyebiliriz. Piyasa kendine otokontrol sistemi getirerek, bu tür yanlışları bir şekilde önlemesi gerekmez mi?

Ödeme kabiliyeti insanların elinde!

Hep içinde bulunduğu şartlardan dert yanan insanın sıkıntısı bir türlü bitmiyor. Ödeme yapmak istemediği içinde kendisi de benzer müşterilerle çalışıyor. Halbuki az da olsa ödeme planı yapsa ve mutlaka bunu yerine getirse hem zamanla borçlarının ödendiğini görecek, hem de tahsilatını da yapabilecek. Bu tür alışkanlıklar, başkalarının parasının üzerinden yapılan hataların neticesi mutlaka hüsran ve iflasla bitmektedir. Maliyetleri şöyle kabaca ele alalım:

Hammadde olarak; et,baharat,işçilik,enerji,vasıt a, üretim alanı, sarf malzemeleri gibi kullanılanların tamamı ya peşin veya kısa sürede ödenmek zorunda. Kalan kar marjı da her geçen gün artan yanlış rekabet yüzünden azalmaktadır. Bu kar marjıyla yaşayacak firmalarımız, kaybettiklerinde işletme sermayesi azalmakta ve zamanla ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Aynı zamanda yıllar içinde meydana gelecek ciddi müesseselerin de önü kesilmiş olmaktadır. Piyasada denge ve istikrarı sağlayacak olan yegane güç, ciddi firmalarımızın istikrarlı olmalarıyla meydana gelecektir. Küçük hesaplarla günü kurtarmaya çalışmak yerine geleceğe yatırım yapmak, hem işadamlarımıza hem de sektöre çok ciddi farklılıklar kazandıracaktır.

Avrupa’daki üreticiler ülkemizin işadamları ama tüketiciler tamamen Avrupa’da yaşayan o ülke insanları. Bu büyük bir avantaj. Yalnız yabancılar olsaydı, pazarın büyümesi de zor olurdu. Ülkelerin genel nüfus yapılarını incelediğimiz ve satılan dönerin pazar büyüklüğüne göre tahlilini yaptığımızda daha ulaşılamayan çok büyük bir pazarın olduğunu görmekteyiz. Sektör temsilcileri bunları tahlil ederek, pazarı nasıl genişletebileceğinin çalışmalarını yapmak zorunda. Dönerin önü açık. Üreticilerimizin makina parkı, uzman ekibi, üretim özelliklerini tahlil ettiğimizde bulunduğu ülke üreticilerinden daha iyi konumda olduklarını görmekteyiz. Yeter ki; geleceğe yatırım yapalım ve hızlı kararlar vererek, ciddi zararlarla dönmeyelim. Yanlış insanlarla yola çıkanlar kısa sürede ciddi bedeller ödemek zorunda kalıyorlar.

Bu yol: Aşık Veysel dediği gibi ‘Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece’ ifadesinin aynısı.

Allah kolaylıklar versin diyor, gelecek sayıda buluşmak üzere hoş ve esen kalın diyoruz.