Köşe Yazıları / OSMAN SÖYLER


Zorlu dönemden geçiyoruz

Avrupa'daki Döner üreticilerinin imtihanı her dönemde farklı boyutlarla devam ediyor. İçinde bulunduğumuz günlerde, yıllarca emek verilerek belirli noktaya getirilen Döner, Standartı ile içinde kullanılan katkı maddeleriyle oluşturulan ağız tadı, görüntüsü ve verimlilği değiştirilmek isteniyor.

Almanya'nın Bavyera Eyaletinde uygulama başlatıldı. Avrupa Birliğinin çıkardığı yönetmelikle Dönerde, tatlandırıcı, E numaralı katkı maddeleri ve dönerin işlemesini kolaylaştıran Fosfat kullanımı yasaklandı. Avrupa Birliği kanunları, Avrupa Birliğine üye ülkelerin hepsini bağlamaktadır. Almanya'da da bunu ilk uygulamaya alan eyalet Bavyera oldu. Konun sorumlusu olan makamdaki insanın anlayışına göre Avrupa Birliğinden gelen yasayı uygulamak vazifem diyerek, oluşacak maddi ve manevi kayıpları hiçe sayarak üreticileri oldukça sıkıntılı bir sürece soktu. Almanya'nın diğer eyaletlerinde heniz uygulama başlamadı. Avrupa Birliğinin yetkili kurumları bu yasayı yaparken, uygulanabilirliğini de konunun muhataplarından alarak ona göre neticeye gitmesi gerekirken, maalesef bu yapılmamıştır. Üst makamların verdiği karar, üreticleri zora sokmuş ve şimdi bunun sıkıntısını Döner üreticleri de çekmektedir.

Trenin son vagonuna atlayabildik mi?

11 yıldır sektörün içindeyiz. Üreticilerimizi, toptancılarımızı, Restoran ve Döner büfeleriyle birlikte sektörün içindeki tüm aktörlerle konuşuyoruz. Dertlerini ve sıkıntılarını dinleyip, çözümler bulmaya çalışıyoruz. En büyük şikayetin haksız rekabet olduğu konusunda konuşmalar oluyor. Fiyat üzerinden değerlendirmeler yapılıyor. Halbuki kendi kalite ve standartını oluşturan firmalar, fiyat üzerinden değil de kalite ve hizmet üzerinden marka oluşturmakta. Firmalarımıza sorduğumuz şu sualin cevabını alamamaktayız: 10 yıl sonra nasıl bir döner olacak?. Bu konuda bir AR-GE çalışmanız var mı?.. Maalesef bu konuda hiçbir şirketimizin AR-GE için ayırdıkları bütçe yok. Dönerin içine katılan fosfatı çekip aldığında yetkili birimlere karşı şu alternatifimiz var ve bu araştırmalarımızdan bu özelliklere sahip farklı katkı maddeleriyle çalışabiliriz diyebilecek durumda değiliz. Alınan karardan sonra; Dernek veya firmalar olarak Avukat tutup, neticeye gitmek istiyoruz. Lobi faaliyeti yok, bizi temsil eden derneklerimizin gücü ve organizasyonları yeterli değil. Ondan sonra da netice almaya çalışıyoruz. Trenin son vagonuna yetişebileceğimizden pek emin değilim Ama tüm bunlara rağmen, artık biraraya gelerek, Döner üreticilerimizin ciddi projeler üretmesi ve bunlara da bütçe ayırması gerekmektedir. En ufak Döner üreticisinin bile 100 binlerle alacağının olduğu piyasada parayı biraz da gelecek için yatırmak zorundayız diyoruz.

Atasözümüz : ‚Birlikten Güç doğar' Hoş ve esen kalın, gelecek sayımızda buluşmak üzere.