Köşe Yazıları / MUSTAFA KOÇ


Değişime hazır mısınız?

Firmalar, şirketler, fabrikalar kurucuların adeta çocuklarından birisi gibidir ve üzerine gerçek çocukları gibi titrenir. Çocukları gibi onun da geleceği kurucu babaları sürekli düşündürür. Kendisinden sonra hatta yaşlanıp elden ayaktan düştüğünde bile bu işletmelerin nasıl devam edeceğini, emeklerinin zayi olmaması gerektiğini düşünür. Gerçek hayattaki aileler gibi bu şirketler de bir hiyerarşi ve iş bölümü içerisinde devam eder. Yerine göre evin hanımı, kardeşler, çocuklar herkesin bir görevi vardır ve bu görevlerini yerine getirmeye çalışırlar.
Çoğu zaman aileleri bekleyen son bu işletmeler için de geçerlidir. Bazen çocuklar bu işi devam ettirmek istemezler ya da biri devam ederken diğeri kendisine hayatta başka bir yol çizmek isteyebilir. Kardeşler ayrılmak ister ya da kurucu babanın yerine emeklilik, vefat, yaşlılık gibi sebeplerle kardeşlerden biri geçebilir. Çocukların buna itirazı olabilir. Aileler, damatlar, torunlar aileye katılır. Herkes kendi kafasına göre bir şeyler yapmak, hatta yönetimde pay sahibi olmak isteyebilir. Başlangıçta beraber çalışmak avantaj iken bu ileriki zamanlarda her kafadan ayrı bir ses çıkarak dezavantaja dönüşebilir.
Yapılan araştırmalara göre aile şirketlerinin %30’dan azının üçüncü kuşağa kadar yaşadığı ve %15’den azının da üçüncü kuşak tarafından yönetildiğini göstermektedir. Dört nesil sonra ise her yüz aile şirketinden ancak dört ya da beş tanesi ayakta kalabilmektedir.
Öyleyse bizden sonrası tufan olmaması ve gözümüz açık gitmemesi için ne yapmak gerekir.
Karşımıza ikisi de profesyonellik isteyen iki yol çıkıyor.
Birinci yol. Şirket içinden yapılan işe devam etmek isteyen istekli iştahlı (hatta hırslı) nesilleri iyi yetiştirmek ve geleceğe iyi hazırlamak. Aklımız başında ve sağlığımız yerinde iken yavaş yavaş kendi gözetimimizde kontrollü bir şekilde işlere bunlara devretmek. Burada en önemlisi kurucu babadan sonra şirketi yönetecek halefin açık seçik olarak belli olup zamanında da herkese kabul ettirilmesi önemlidir.
İkinci yol. Hisseler yine bizde ve mirasçılarda kalmak şartı ile işleri dışardan profesyonellere, profesyonel yöneticilere devretmek. Gerekirse danışmanlık şirketlerinden sağlam ve kaliteli yönetici bulmak için (paralı) yardım almak gerekebilir.
Hayatta ‘Değişmeyen tek şey değişim’ derler. Değişim mutlaka olacaktır ve öyle veya böyle kaçınılmazdır. Değişim kolay kolay doğal yollarla ve acısız olmaz.
Aile şirketlerinde olacak olanlar önceden az çok tahmin edilir ve bilinir. Fakat işletmenin geleceği için belki en önemli olan bu konu ile yüzleşilmek istenmez. Geriye ikinci plana itilir. Ta ki yumurta kapıya dayanana kadar.
Kötü ve zor zamanlarda korku ve stres içerisindeki insanların adil ve sağlıklı düşünüp doğru kararlar verebilmesi çok zordur. Mühim olan zorunlu olan veya olacak olan değişimin işler iyi giderken planlanıp az sancılı geçecek şekilde gerçekleşmesidir.
Tavsiyemiz ilgililerin şimdiden dikkate almalarıdır.
Yine değişim gerçekleşirken her aşamasında iyi bir işletme hukuku ile iyi bir miras hukuku uzmanından ve iyi bir mali müşavirden görüş ve tavsiye almakta da büyük yararlar vardır.