Köşe Yazıları / OSMAN SÖYLER


Eğitim ve Ar-ge yatırımlarında ne haldeyiz?

Döner sektöründen bahsettiğimizde milyarları üst üste koyarak sektördeki gücünün büyüklüğünü ve etkisini anlatıyoruz. Haksız da değiliz. Yüzbinlere ekmek ve aş kazandıran, Avrupa’daki insanlarımızın elinde doğan ve büyüyen bir sektörden bahsediyoruz.

Tabii ki sevinmeliyiz, gurur duymalıyız ve herkese bu başarı hikayesini anlatmalıyız da. Ama bazı gerçekleri de dile getirmeliyiz. Döner girdiği yerde, bölgede kendi pazarını oluşturdu ve tanıtarak, sevdirerek pazarını geliştirdi. Bunun için çok büyük reklamlar, pazar araştırmaları ve özel çalışmalar yapılmadı. Döner, lezzeti, farkı ve sıcaklığıyla büyüledi insanları ve büyülemeye de devam ediyor.

İki konu hakkında üreticilerimizi ve sektör temsilcilerini düşünmeye davet ediyorum.

Birincisi: Eğitim. Bu konuda üretimden, satışa kadar olan yüzlerce çalışanı olan işletmelerimiz var. Ekibin kendini geliştirebilmesi ve daha verimli olarak geleceğe hazırlanabilmesi için neler yapılıyor? Hangi eğitim aşamalarından geçiriliyor ve kademeli olarak yükselmeleri sağlanıyor. Gelecek yıllardaki rekabet şartları nasıl olacak ve bu şartlara nasıl uyum sağlanacak gibi daha artırabileceğimiz sualleri sıralayabiliriz. Eğitim konusunu ciddiye almak ve ona göre yatırım yapmak firmalarımızın geleceğini etkileyecek en önemli faktörlerden biri olacaktır.

İkincisi ise: Araştırma ve Geliştirme. Döneri yönlendiren içinde bulunduğumuz ülkenin yetkililerinin olduğunu ifade etmek durumundayız. Hijyen, kalite standardı, kullanılan hammaddenin kayıt sistemi ve hesap verilebilir olmak, işyerlerinin standardının yükseltilmesi ve merdiven altı üretimin ortadan kalkmasının sağlanması dahil bir sürü konuyu değerlendirebiliriz. Üreticilerimiz bunlara uyuyorlar ve ekibin de bu kayıtları tutarak hesap verilebilir bir yapı oluşturması güzel ama bizim dışımızda zorunluluklarla gerçekleşen bir süreç oldu. Peki biz araştırma ve geliştirme için ne gibi bir bütçe ayırıyoruz.

Kaç kişiden oluşan bir ekibimiz bu konularda çalışmalar yapıyor. Yaptığı bu çalışmalardan ne gibi gelecekle ilgili sonuçlar çıkartabiliyoruz. Arabalar bile elektrikli modellerine ağırlık verdiler. Devamlı daha yeni gelişmeler oluyor. Son yıllarda donmuş ürünleri kullananların sayısı ve cirosu hızla artmaktadır.

Bunların içinde yarı pişmiş ve pişmiş ürünlerin oranları da artmaktadır. Marketlerdeki donmuş ürün satan dolapların sayısı devamlı artmaktadır. Dönerin artık marketlere kadar girerek, son tüketiciye ulaşması yolu bulunmalıdır. Mevcut sistemlerde içinde yaşadığımız ülkelerdeki insanların çok az bir kesimine hitap edebiliyoruz. Bu da dönerin pazardaki payının oldukça daha büyük olduğunu göstermektedir.

Mevcut sistemle bunlara ulaşma imkanımız görülmemektedir. Sektörün temsilcileri olarak, arsa, bina gibi alanlara yatırımı bırakarak geleceğe yatırım, işe yatırım yapmak zorunluluğu olduğunu hatırlatmak istedim. Geleceği görenler, yatırımını bu günden yapanlar olacaktır.

Yeni sayımızda buluşmak üzere başarılar dilerim.