Köşe Yazıları / SAMİ KOÇAK


Başarının kriteri olarak detayları görebilme özelliği

Başarının sırrı çok çalışmak mı, tabii ki evet fakat yeterli mi tabii ki hayır. Başarıya ulaşmayı aslında bir oyanın kaneviçe işlenmesi gibi görmek gerekir nedeni ise her aşamada sabır ve intizam gerekir.

Başdöndürücü gelişmelerin yaşandığı bir dönemde yaşıyoruz. Gün geçmiyor ki her alanda yeni bir teknolojik gelişme olmasın. Bugünün en yeni teknolojisi yarın demode olabiliyor. Çok uzak değil, 1990 yıllardaki işletim sistemi ile çalışan herhangi bir iş kolu kaldı mı? Hatta 2000’ler? 2010’lar? Sanki dün gibi? Ama yarının ne olacağını kestirmek çok zor. Bir serzeniş veya pişmanlık gibi düşünmeyin lütfen, yarınımız garanti değil? Peki işletme yönetimi alanında durum farklı mı? Hiç de değil? Öyle ise çok farklı bir cepheden bakarak bu konu ile ilgili gelişmeleri gelin beraber analiz edelim:

Avrupa’da yaşayan bizler aslında çok şanslıyız neden mi? Çünkü; teknolojik gelişmişlik konusunda bu kıtada yaşıyoruz. Acaba bir işletmeci olarak bu cografyada yaşamamıza rağmen her türlü teknolojik gelişmeyi kendi işletmemize adapte edebiliyormuyuz?

Teknolojik gelişmişliğin kendi işletmemize uygulanilabilirliği konusunda ne kadar gönlümüz ve kesemiz açık? Bu durum bizlerde çok sevinecek seviyede olmadığını tahmin edebiliyorum.

Neden mi ? Şöyle açıklayayım.
Einstein: Başarı detaylardadır, diyor. Teknolojiyi hemen hemen her şirketin kullandığını varsayalım.
Bu taktirde sizi diğer şirketlerden veya sektörel rakiplerinizden ayırt edici özelliğiniz ne olması gerekir ki kendimizi başarılı sayalım.
Klasik pazarlama ve satış yönetimi, iletişim ve müsteri memnuniyeti, muhasebe yönetiminden alınan datalar gibi kavramlar artık yeterli olmadığını görmekteyiz. Günümüzde ise detaylara odaklanma ve bu detayların en kısa zamanda şirketimize adapte edinilmesi gerekiyor.

Bunun için KPI ( Key Performance Indicator ) ( Ana Performans Göstergeleri )’in belirlenmesi gerekiyor. Fakat bu göstergeleri nereden almamız gerekiyor?

Business Information Technologies, BIT yada ERP) yani Modern İşletme Enformasyon Teknolojilerinden istifade etmek gerekiyor. En çok bilinen proğramlar SAP, Oracle, IBM ve Microsoft’un uygulamalarıdır.
Fakat, artık bu alanda ismini bile duymadığımız yerel yada ulusal birçok proğramlar bulunabilmektedir.

Bu tür proğramlar her şirketin özel ihtiyaçlarına göre de özel geliştirilebiliniyor ve sistemlere uyarlanabiliniyor. Çok pahalı da olsa dünyanın önde gelen şirketleri bu tür proğramları alıp firmalarına uyarlıyorlar. Nedeni ise açık: ellerinde daha detaylı bilgiler olmasını istiyorlar. Bu datalarla da sektörde trendmaker ( sektörü yönlendiren ) olabiliyorlar. Ellerinde o kadar detaylı bilgiler oluyor ki, belli bir vakitte istedikleri her türlü ürün grubunu istedikleri noktaya getirebiliyorlar. Yapılan bütün masrafları da belli bir vakitte geri amorti edebiliyorlar.

Bu aşamada isterseniz bir örnekleme yapalım.
Bir ürün grubunun yönetiminden sorumlu isek, ne yapmamız gerekiyor ki, bu ürün grubunu hedef doğrultusunda nasıl istenilen seviyelere çıkarabilelim.
Zaman Yönetimini israf etmemek için, Pilot Bölgesini belirledik diyelim. Bu bölgede detaylı bir araştırma ve bu araştırma neticesinde belirlenmiş bir bütçe ile hiç önce denenmemiş stratejileri uygun pazarlama yönetimi ile adapte etmeye çalışmak gerekiyor.

İşte burada bize Modern İşletme Enformasyon Teknolojilerinden istifade etmemizi zorunlu kılıyor.
Klasik işletme uygulamalarından bu tür veriler alınamıyor. Detaylari yeteri kadar goremiyoruz ve buna gore de kisa vadeli planlar ile gundelik yasiyoruz.

Capital dergisinin bir araştımasına gore ( 2007) bütün dünyada şirketlerin yaşam süresi kısalıyor.
Süre Almanya’da 18, Fransa’da ise 9 yıla kadar indi.
Türkiye’de ise işletmelerin yüzde 80’i 5’inci yılına, yüzde 96’sı 10’ıncı yılına ulaşamıyor. Neden olarak ise; bütün dünyada ve yerelde artan rekabet, yeni oyuncu sayısının artması, kurumsallaşamama gibi nedenler gosterilmektedir.

Artık günümüzde klasik işletme uygulamalarına son vermez isek, sektör içinde ne kadar kalıcıyız soru işareti?