Köşe Yazıları / MUSTAFA KOÇ


Çalışanı yaşat ki, şirket yaşasın!

Birçok firmayı, birçok işyerini geziyoruz.
Göğsümüz kabarıyor, gurur duyuyoruz.
Keşke bu tür iş yerleri ve fabrikalarımızın sayısı daha da artsa diyoruz.
Çoğuna bakıyoruz dışardan kaporta sağlam. Araba lüks. Giyim lüks. Harcama lüks.
Allah daha çok versin.
Kazanmışsan… Ye, gez, giy.
Paranı istediğin gibi harca. Ama insanları harcama.
Evet, bazılarımız ekmek işini halletmiş ve pasta peşinde olabiliriz.
Unutmayalım. İnsanlarımızın çoğu halen ekmek peşindeler.
Evet. İşyeri sahibi olmanın riski var.
Çarkı sen döndüreceksin.
Elemanı sen bulup, sen çalıştıracaksın.
Ürünü, malı sen satacaksın.
Tahsilat peşinde, sen koşacaksın.
Maliyeyle, vergiyle sen uğraşacaksın.
Rekabete sen katlanıp, sen dayanacaksın.
Ki ayakta kalabilesin.
Bunların hepsi kabul.
Öyle de…
Biz nasıl insansak, elemanlarımız çalışanlarımız da insan.
Bizim camımız gibi… Çalışanlarımız, hanımları ve çocuklarının ki de can.
Hakkı teslim et. Adamı, kadını az bir ücretle, hatta karın tokluğuna çalıştırma.
Çalışan bir kapıdaki arabaya bakıyor. Bir de ay sonunda aldığı/alabildiği maaşa, paraya.
Bir senin çocuklarına bakıyor, bir de kendi çoluk çocuğuna.
Mutlu mu? Mutsuz.
İstekli mi? İsteksiz.
Gönüllü mü? Gönülsüz.
Memnun mu? Ne gezer.
Bir de bakmışsın yerinde yeller eser.
Gözü dışarda. Daha fazla veren olunca en kısa zamanda kaçıp uçuyor.
Zaten dayanma sınırında yaşıyor. Nasıl daha fazla dayansın!
Ondan sonra mızmızlanıyoruz. Eleman dayanmıyor.
Yeni eleman bul. Yeniden yetiştir. Sonra diğerleri gibi onu da uçur.
Eyyyy arkadaş…Aklın varsa bu sirkülasyonu bir an önce bitir.
Ne kendin uğraş yoktan yere; ne kimseyi, ne de kendi başındaki keçilerini kaçır.
Onu bunu bilmem arkadaş.
Doğru söyleyeni kovsalar da dokuz köyden, dost acı söyler yine de onuncu köyden.
Kimsenin gözünü dışarıya ve hatta önüne baktırmayacaksın.
Çalışana hakkını vereceksin.
Karnını tok, sırtını pek tutacaksın.
Kendini onun yerine koyacak, hak ettiği şekilde adam gibi yaşatacaksın.
Yunus Emre‘nin dediği gibi: Yaradandan ötürü yaradılanı seveceksin.
Şeyh Edebâli‘nin dediği gibi: İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!
Demem o ki…
Çalışanı yaşat ki, şirket yaşasın!